"Lord" veya "başkomutan" anlamına gelen Emir, Arapça " a-m-r " kökünden türetilmiştir. Başlangıçta sadece "komutan" anlamına gelen bu ünvan, daha küçük devletlerin liderlerinin, valilerinin veya yöneticilerinin ünvanı olarak kullanılmaya başlandı. Modern Arapçada kelime "Prens" anlamında kullanılmaya başlamıştır. Kelime, Fransızca: émir kelimesinden 1593'te İngilizceye de girmiştir.[1] Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin lideri anlamında kullanılır.[2]İslam peygamberi Muhammed'in ünvanlarından biridir.
Halifeler ilk olarak "Müminlerin Komutanı" anlamında Emirü'l-Müminin ünvanını kullandılar ve İslam devleti, özellikle militanlar üzerindeki liderliklerini bu şekilde vurguladılar. Emirü'l-Müminin Ömer bin Hattab'ın Ebubekir'den sonra ikinci halife seçilmesi sırasında kabul edilmiş bir ünvandır.[9] Ünvan, sultanlar ve padişahlar da dahil olmak üzere diğer Müslüman hükümdarlar tarafından da benimsendi. Şii Müslümanlar için hâlâ bu ünvan 4. halife Ali'ye Emirü'l-Müminin olarak verilmektedir.
Emevîler döneminde emirlerin yönetsel ve malî yetkileri vardı. Abbâsîler döneminde ise malî işlerden sorumlu ayrı bir yönetici atandığından, emirlerin yetkileri bir ölçüde azaldı. Bazen, Ağlebîlerde ve Tâhirîlerde olduğu gibi halifeye simgesel bağlılık gösteren emirler, kendi illerinde gerçekte bağımsız birer hükümdar durumundaydılar. Bazen de ili önce zorla ele geçirip, ardından yasallığının onaylanması için de halifeye başvururlardı. Özellikle Abbâsî halifesi Mutasım'dan sonra halifeler Türk birliklerine söz geçirememeye başladılar ve Türk komutanlar bulundukarı yerin hakimi olduklarında kendilerini Emîrü’l Ümerâ ("Emirlerin Emiri") ilan edip bu ünvanı taşımaya başladılar.[10]
Abbâsî halifesi Râzî, İbn Raik için Emirü'l-ümera ünvanını üretti; ünvan çeşitli İslamî monarşilerde kullanıldı. Irak'ta, modern devletten önce krallıkları yöneten Şammar ve Khuzaʽah kabileleri gibi en büyük kabilelerden önceki Emirlerin doğrudan torunları, kraliyet ailesinin soyu olarak Şeyh veya Prens ünvanını kullanmıştır.[11]
Büyük Selçuklularda emir ünvanı, devlet adamları ve hizmetlileri için kullanılırdı. Emir-i büzürg (büyük vezir), emir-i alem (sancaktar), emir-i camehane (esvapçıbaşı) görevlerinde olurdu. Ayrıca emir-i sipehsalar, emir-i emiran gibi askerî rütbeleri gösteren ünvanlar da vardı.
İlhanlılarda emir noyan ile eşanlamlıydı ve eyalet valilerine verilen bir ünvandı. Bu ünvan bazı İlhanlı saray görevlileri için de kullanılmıştır.
Emir ünvanı, 1517'de halifeliği devralan Osmanlı hükümdarlarınca az da olsa kullanıldı. Osmanlılarda ilk hükümdarlar birer emir sayılmakla birlikte, bu ünvanı yalnızca, I. Bayezid'in (Yıldırım) oğlu Süleyman Çelebi (Emir Süleyman olarak) doğrudan kullanmıştır.
Anadolu beyliklerinde ve Osmanlılarda Emir ünvanının yerini Bey aldı, Emirü'l-ümera karşılığı olarak da Beylerbeyi kullanıldı. Ama Mekke valilerine Emir-i Mekke, hacıların güvenliğini sağlayan Şam valilerine de emirü'l-hac dendi.
Yakın dönemde devlet kurma girişimlerinde de bu ünvanın kullanıldığı Kafkasya Emirliği gibi örnekler görülebilmektedir.[12]
Eskiden Lübnan'da, yönetici emir, hâlâ hükûmdarın ünvanı olduğunu belirterek el-Emir el-Hakîm biçimini resmî olarak kullanıyordu. Ünvanın Dürzi ve Hristiyanlar tarafından da kullanıldığı dönemler olmuştur.
Emir kelimesi, belirli bağlamlarda liderler için daha az resmî olarak kullanılmaktadır. Örneğin, Mekke'ye giden bir hacı grubuna, emir hacı denebilmektedir; bu ünvan, bazen yönetici prensler tarafından (Müslüman dindarlığının bir işareti olarak) bazen kendi adlarıyla birlikte de kullanılır.
Emirzade, bir prensin oğlu (Farsça patronimik eki -zade) anlamındadır ve Pers şehzadelerineMirza ünvanı verilir.
Nijerya'nın ağırlıklı olarak Müslüman olan kuzey bölgelerinin geleneksel yöneticilerinin emir ünvanını kullandıkları bilinirken, artık feshedilmiş imparatorluklarının itibari hükümdarı resmen Sokoto Sultanı, Emirü'l-Müminin (veya Hausa dilindeSarkin Musulmi) olarak değiştirilmiştir.
Yezîdî halkının geçici lideri, emir veya prens olarak bilinir.
Emīr el-Baḥr (Arapça: أمير البحر "Deniz komutanı") olarak kabul edilir. Etimolojik olarak İngilizce ile Fransızcadakiamiral ve diğer Avrupa dillerindeki benzer ünvanlarla eş anlamda kullanılır.
Askeri rütbeler ve ünvanlar
Emir ünvanı, ilk kullanıldığından beri askerî bir ünvan oldu. 9. yüzyılda bu ünvanı İtalya'daki Sicilya Emirliği gibi bazı devletlerin hükümdarları da kullanmaya başladı.
Onluk sistemde teşkilatlanmış bazı Müslüman ordularında Emir, bir subay rütbesiydi. Örneğin, Babürlülerde Emir rütbeli subaylar 1000 atlı askere komuta ederlerdi. Her emirin altında on adet yüzer askere komuta eden Sipah salar bulunurken, on emirin komutanı da Melik rütbesindeydi. İran'da hüküm süren Kaçarların imparatorluk ordusundaki rütbeler şöyleydi:
Emir-i-Nuyan
Emir Penc, "5.000 askerin komutanı"
Emir-i-Tuman, "10.000 askerin komutanı"
Orta Çağ Müslüman devletlerinde "emir" olarak anılan aşağıdaki görevler de mevcuttur:
Emîrü’l Ümerâ, "Emirlerin Emiri" veya "Komutanlar Komutanı"
Emirü'l-hac, "Hac Komutanı" (Mekke'ye yapılan hacca başkanlık eder. Muhammed ve ilk halife Ebubekir tarafından başlatılan bir gelenekten kaynaklanır.)
Emir, Fars dilindeeril bir isimdir ve Emir Ali, Amir Abbas gibi birçok eril isim için bir önek olarak kullanılır.
Emir-i-Iel, Pers İmparatorluğu'ndaki bir ilin lideri olduğunu tanımlar.
Eril Amir ve dişil Amira, Batı dünyasında örneğin Latin ülkelerinde Rex ve Regina (sırasıyla "kral" ve "kraliçe") isimlerinin yaygın olduğu gibi, dinden bağımsız olarak Arap olup olmadığına ve herhangi bir etnik kökene bakılmaksızın Müslümanlar arasında yaygın olan Arapça isimlerdir. Bosna-Hersek'te, genellikle "prenses" olarak yorumlanan kadın adı Emira da yine Emir erkek isminin bir türevidir.
Eril Emir ve dişil Amira, İsrail'de nispeten yaygın olan İbranice isimlerdir. İbranicede kelime aynı zamanda yazılışına bağlı olarak "tahıl demeti" veya "ağaç tepesi" anlamına da gelebilir.