Nimodipin
Nimodipin veya bilinen ticari ismiyle Nimotop, subaraknoid kanamaya (bir tür beyin kanaması ) ikincil vazospazmı önlemede kullanılan kalsiyum kanal blokeridir. İlk olarak yüksek tansiyon tedavisi için geliştirilmiştir, ancak bu endikasyon için günümüzde kullanılmamaktadır. 1971'de patenti alındı[1] ve 1988'de ABD'de tıbbi kullanım için onaylandı.[2] 1985 yılında Almanya'da tıbbi kullanım için onaylanmıştır.[3] Tıbbi kullanımSerebral damar için seçici olduğu için nimodipinin ana kullanım alanı serebral vazospazm'ın önlenmesidir.[4] Uygulaması subaraknoid kanamadan 4 gün sonra başlar ve üç hafta devam eder. Kan basıncı %5'in üzerinde düşerse doz ayarlanır. Rutin olarak intravenöz nimodipinin kullanımına ilişkin hala tartışmalı konular vardır.[5][6] 2003 yılında yapılan bir çalışmada (Belfort ve ark.), şiddetli preeklampsili kadınlarda nöbetleri önlemede nimodipinin magnezyum sülfattan daha etkisiz olduğunu göstermiştir.[7] Nimodipin'in, kafa travması tedavisinde rutin bir kullanımı yoktur. Travmatik subaraknoid kanama için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. 4 çalışmanın sistematik incelemesinde nimodipin tedavisinin bu hastalarda bir faydası gözlenememiştir.[8] Nimodipinin beyin hasarı sonrası ultradian bipolar döngünün tedavisinde ve amigdalohipokampektomi sonrasında etkinlik gösterdiğine dair yayınlar vardır.[9] DozajNormal doz 60 mg tabletin her dört saatte bir verilmesidir. Hasta tabletleri ağızdan alamıyorsa, daha önce intravenöz infüzyon yoluyla 1–2 mg/saat hesabıyla verilir (vücut ağırlığı <70 ise daha düşük doz kullanılır, ayrıca kan basıncı çok düşükse doz azaltılır).[5] Ancak IV uygulama zorluğu varsa nazogastrik tüp ile uygulama bir alternatiftir. KontrendikasyonlarNimodipin, çoğu kalsiyum kanal blokerlerinin bilinen özellikleri olan düşük kan basıncı, kızarma ve terleme, ödem, mide bulantısı ve diğer gastrointestinal problemlerle ilişkilidir. Kararsız angina veya bir aydan daha yakın bir zamanda miyokard enfarktüsü durumunda kontrendikedir. Geçmişte nimodipin intravenöz olarak uygulanırken, FDA Ocak 2006'da bir uyarı yayınlayarak, oral preparatın onaylandığını ancak intravenöz kullanımın ciddi komplikasyonlara yol açtığına dair raporlar aldığını bildirmiştir.[10] Yan etkilerFDA, yan etkileri q4h'deki dozaj seviyelerine göre gruplara ayırmıştır. Yüksek doz grubu için (90 mg) grubun %1'inden daha azı, kaşıntı, gastrointestinal kanama, trombositopeni, nörolojik bozulma, kusma, terleme, konjestif kalp yetmezliği, hiponatremi, trombosit sayısında azalma, yaygın damar içi pıhtılaşma, derin ven trombozu gibi olumsuz durumlar yaşadı.[4] FarmakokinetikEmilimOral uygulamadan sonra bir buçuk saat içinde doruk plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Enzimleri indükleyen antikonvülsanlar alan hastalarda plazma konsantrasyonları daha düşükken, sodyum valproat alan hastalarda belirgin şekilde daha yüksekti.[11] MetabolizmaNimodipin ilk geçiş etkisine maruz kalır. Nimodipinin dihidropiridin halkası, sitokrom P450 izoformu 3A (CYP3A ) tarafından yönetilen bir işlem olan karaciğerin hepatik hücrelerinde dehidrojene edilir. Ancak bu, troleandomisin (bir antibiyotik) veya ketokonazol (bir mantar önleyici ilaç) ile tamamen inhibe edilebilir.[12] AtılımRadyoaktif etiketleme ile yapılan hayvan çalışmaları dozun %40-50'sinin idrar yoluyla atıldığını bulmuştur. Maymunlarda vücuttaki kalıntı seviyesi hiçbir zaman %1,5'i geçmemiştir. Etki mekanizmasıNimodipin, spesifik olarak L tipi voltaj kapılı kalsiyum kanallarına bağlanır. Vazospazmı önleme mekanizması hakkında çok sayıda teori vardır, ancak hiçbiri kesin değildir.[13] Nimodipinin ayrıca mineralokortikoid reseptörünün bir antagonisti veya bir antimineralokortikoid olarak hareket ettiği bulunmuştur.[14] StereokimyaNimodipin bir stereo çekirdek içerir ve iki enantiyomerden biri olarak bulunabilir. Farmasötik ilaç, (R)- ve (S)- formlarının eşit bir karışımı olan bir rasemattır. [15]
Konuyla ilgili yayınlar
Dış bağlantılar
Kaynakça
|