Osmanlı İmparatorluğu'nun kruvazörleri listesiOsmanlı İmparatorluğu'nun zırhlı kruvazörleri listesinde, Osmanlı İmparatorluğu'na ait olan ve olması planlanan çelik kruvazörler yer alır. 1860'lı yıllarda Abdülaziz'in donanma programı ve Mısır Hidivliği'nden devralınan gemiler ile güçlenen Osmanlı donanması, 1877-78'deki 93 Harbi'nin ardından II. Abdülhamid devrinde 20 yıl boyunca Haliç'te kaldı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı esnasında kullanılmaya çalışılan filo, bakımsızlık ve mürettebatın eğitimsizliği sebebiyle denize açılacak durumda değildi. Abdülhamid, eleştiriler üzerine donanmaya yaklaşımını değiştirmek zorunda kaldı ve Bahriye Nazırı Hasan Rami Paşa'yı bir donanma komisyonu kurmakla görevlendirdi.[1] Mayıs 1897'de raporunu sunan komisyon, eski zırhlıların modernize edilmesi ve altı yeni savaş gemisi inşa edilmesi önerisinde bulundu. Raporun ardından Abdülhamid, diplomatik görüşmeler ve endüstriyel rekabeti avantajına kullandı. Mayıs ayında Birleşik Krallık'tan Thames Ironworks, Haziran ve Temmuz'da Almanya'dan Krupp ve Birleşik Krallık'tan Armstrong Whitworth, Ekim'de Alman Vulkanwerft, Ekim 1898'de ise İtalyan Ansaldo tekliflerde bulundu.[1] Hamidiye katliamları sırasında yabancı ülkeler, vatandaşlarına ait malların gördüğü hasar sebebiyle tazminat talebinde bulunmuştu. ABD'nin 22.000 altın liralık tazminat talebini ödemeyi kabul etmeyen Abdülhamid, ABD'nin İstanbul'a bir filo gönderme tehdidi üzerine ABD'den daha sonra Mecidiye olarak adlandırılacak bir kruvazör sipariş vermeye karar verdi.[2] Lütf-ü HümayunLütf-ü Hümayun', Osmanlı İmparatorluğu'na ait bir korumasız kruvazördü. Ahşap ve demirden yapılan, ahşap kaplı kompozit gemi, 19. yüzyıl standartlarına göre inşa edilmişti. 1880'de sipariş edilen geminin yapımına İstanbul Tersane-i Amire'de 1882'de başlandı. 16 Ağustos 1892'de denize indirildi. Temmuz 1896'da deniz denemeleri yapıldı. Ekim 1896'da sabit eğitim gemisi olarak İstanbul'da göreve başladı. 1905'te silahları, makineleri ve direkleri söküldü. Ansaldo tarafından İstanbul'da yeniden inşa edilmesi planları gerçekleşmedi. 1908'de hizmetten çıkartıldı. Kasım 1909'da sökülmek üzere hurda olarak satıldı. 1921'de sökülmesi tamamlandı.[3][4]
Feyza-i BahriFeyza-i Bahri sınıfı, Osmanlı İmparatorluğu için inşa edilecek iki çelik-ahşap kompozit gövdeli kruvazörden oluşacaktı. Mayıs 1889'de sipariş edilen Feyza-i Bahri ve Şadiye gemilerinin yapımına İstanbul Tersane-i Amire'de 1891'de başlandı. 1897'de iki gemide de çalışmalar durdurulduğunda iskeleti inşa edilmiş ve bordaları kısmen kaplanmıştı. 1904'te gemilerin iskeletlerinin ahlşap kısımları tamamen çürümüş haldeydi. 1906-1909 yılları arasında kızaktayken söküldüler.[3][5]
Hüdavendigar sınıfı
Peyk-i Şevket sınıfıPeyk-i Şevket sınıfı, Osmanlı donanması için Alman tersanesi Germaniawerft tarafından 1906-07 yıllarında inşa edilen bir çift torpido kruvazörüydü. Sınıf Peyk-i Şevket ve Berk-i Satvet adlarında iki gemiden oluşuyordu. 20. yüzyılın başındaki donanması modernizasyon programının bir parçası olarak sipariş edildiler. Gemiler sadece 775 metrik ton (763 emperyal ton; 854 küçük ton) deplasmanda küçük gemilerdi; yine de boyutlarına göre ağır silahlıydılar, üç torpido tüpü, bir çift 105 milimetre (4,1 in) top ve birçok küçük silah taşıyorlardı. Peyk-i Şevket Süveyş'de enterne edildiği, Berk-i Satvet ise savaşı Marmara'da ana Osmanlı filosuyla beraber geçirdiği için iki gemi de 1911-12'deki Trablusgarp Savaşı sırasında çatışmalarda yer almadılar. Her iki gemi de Balkan Savaşları'nda daha aktif bir rol üstlendi ve Doğu Trakya'daki Osmanlı birliklerini desteklemek için sık sık topçu desteği sağladı. I. Dünya Savaşı sırasında her iki gemi de Karadeniz'de görev yaptı, burada devriye gezdiler, konvoylara eşlik ettiler ve Rus limanlarına saldırdılar. Ocak 1915'te Berk-i Satvet Boğaz açıklarında mayına çarptı, yedi ay sonra Peyk-i Şevket Marmara Denizi'nde Birleşik Krallık denizaltısı HMS E11 tarafından torpidolandı. Her iki gemi de onarıldı ve 1918 yılına kadar hizmete geri döndü. Savaşın sona ermesinden sonra, her iki gemi de 1920'lerin ortalarında uzun bakımların ardından Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmete girdi. Her iki gemi de 1930'ların sonlarında kapsamlı bir şekilde modernize edildi ve nihayet hizmetten çıkarıldıkları 1944 yılına kadar hizmette kaldılar. Her iki gemi de 1950'lerin başlarında söküldü.
Mecidiye
Hamidiye
Drama'Drama veya İtalyanlar tarafından verilen adıyla Libia, (Türkçe: Libya) 1900'lerde İtalya'da Osmanlı İmparatorluğu için inşa edilmiş bir korumalı kruvazördü. 1907'de Osmanlı Donanması için inşa edilmişti ve Drama olarak adlandırılacaktı. Tasarımı Hamidiye'ye dayanıyordu. 1911'de Trablusgarp Savaşı patlak verdiğinde henüz tamamlanmamıştı. Gemiye Regia Marina tarafından el konuldu ve yapımı 1913'te tamamlandı. Gemi iki 152 mm, sekiz 120 mm top taşıyordu ve 22 knot (41 km/sa; 25 mph) üzerinde azami hıza ulaşabiliyordu. 1937'de donanma envanterinden çıkarıldı ve hurdaya satıldı.
MidilliSMS Breslau veya sonraki adıyla Midilli, Alman İmparatorluğu donanması için inşa edilen Magdeburg sınıfı hafif kruvazördü. Yapımına 1910'da başlandı ve 16 Mayıs 1911'de denize indirildi. Göreve alınmasından sonra savaş kruvazörü Goeben ile birlikte, Balkan Savaşları'nın patlak vermesi nedeniyle Akdeniz Tümeni'nde görevlendirildi. Breslau ve Goeben, İstanbul'a ulaşmak için Akdeniz'deki İngiliz savaş gemilerinden kaçtıktan sonra Ağustos 1914'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından satın alındı ve gemilerin adları Midilli ve Yavuz Sultan Selim olarak değiştirildi. İki gemi 29 Ekim 1914'te Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki Osmanlı filosuyla birlikte Karadeniz Baskını'nı düzenleyerek Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında katılmasına yol açtı. Midilli ağırlıklı olarak Karadeniz'de, Rusların Karadeniz Filosu'na karşı hizmet etti.[10][11] I. Dünya Savaşı sırasında Midilli, Rusya kıyılarına mayın döşeme, Rus limanlarını ve tesislerini bombalama ve Osmanlı ticaret gemilerinin yetersizliğinden dolayı Kafkasya Cephesi'nde savaşan Osmanlı birliklerine Karadeniz limanlarından asker ve malzeme tedarik etme görevlerini üstlendi. Birkaç kez Rus gemilerinden hafif hasar aldı. 1915'te çarptığı mayın sonrasında yarım yıl kadar hizmet dışı kaldı. 20 Ocak 1918'de, İmroz Muharebesi esnasında beş mayına çarparak battı. Mürettebatının çoğunluğu bu muharebede hayatını kaybetti.[12][13][11]
Notlar
Kaynakça
|