Share to:

 

Es Sinn Muharebesi

Es Sinn Muharebesi
Irak Cephesi, I. Dünya Savaşı

Kut'ta 28 Eylül 1915'teki durum.
Tarih28 Eylül 1915
Bölge
Mezopotamya, bugünkü Irak
Sonuç İngiliz-Hindistan zaferi
Taraflar

Birleşik Krallık İngiliz İmparatorluğu

Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı Devleti
Komutanlar ve liderler
Birleşik Krallık Charles Townshend Osmanlı İmparatorluğu Nurettin Bey
Güçler
6th (Poona) Division 10.500
13 top
Kayıplar
Bilinmiyor Bilinmiyor

Es Sinn Muharebesi, İngiliz ve Osmanlı kuvvetleri arasında I. Dünya Savaşı'nın Irak Cephesi bölgesinde gerçekleşen askeri çarpışmadır.

Muharebenin amacı, Dicle ve Fırat nehirlerinin kontrolünü belirlemek için idi. İngiliz ve Hint hükümetleri de bu savaşın, Osmanlı kuvvetlerinin ve Bağdat'ı ele geçirmek için daha fazla ilerlemenin, mümkün olup olmadığının bir testi olarak örmüştür. İngiliz-Hint kuvvetleri Tümgeneral Charles Vere Ferres Townshend'in, Osmanlı kuvvetleri ise Nureddin Paşa'nın komutası altındaydı.

Çatışma Kut-ül-Amare kasabasının hemen güneyinde, Dicle Nehri kıyısında gerçekleşmiştir. Bir gece yürüyüşünün ardından İngiliz ve Hint birlikleri Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğratarak Dicle boyunca uzanan savunma mevzilerinden çıkardı. Es Sinn mevzisinin ele geçirilmesi, Kut'un ve bununla birlikte aşağı Dicle ve Fırat nehirlerinin kontrolünün ertesi gün İngiliz kuvvetleri tarafından ele geçirilmesini sağladı.

Arka plan

Basra Vilayeti üzerindeki hakimiyetlerini pekiştirdikten sonra, Hint Kuvve-i Seferiyesi "D" ile ne yapılacağı konusunda bir tartışma başladı. İlk sıralarda sadece Abadan'daki petrol boru hattını güvence altına almak için sınırlı bir harekat olarak düşünülmüş olsa da, İngiliz ve Hint birliklerinin 1914 sonu ve 1915 başındaki başarıları Shimla'daki ve sahadaki planların tekrar değerlendirilmesine neden oldu.

Londra'daki İngiliz hükümeti harekâtın mutlak surette asgari düzeyde tutulmasını istiyordu. Öncelikli kaygıları Basra ve Şattülarap'ın savunulmasıydı. Kraliyet Donanması'na yakıt sağlamak için gerekli olan Abadan petrolünün kesintiye uğramaması için buraları ellerinde tutmak zorundaydılar. İngiliz Hint Genel Valisi ile Shimla'daki Hint hükümeti soruna farklı bakıyordu. Batı Cephesi'ndeki çıkmaza ve Gelibolu'daki kötüleşen duruma rağmen Britanya İmparatorluğu'nun bölgede hala üstün olduğunu göstermek için bir şans görüyorlardı.[1] Hindistan'ın ve Abadan petrolünün güvenliğini sağlamanın en iyi yolu, en azından Dicle ve Fırat Nehirlerini birbirine bağlayan kanal olan Şattülarap'a kadar ilerlemek ve ideal olarak Bağdat'ı ele geçirmekti.[2]

Basra'daki Hint Ordusu subaylarının bakış açısına göre, saldırma zamanı gelmişti. İstihbarat raporları, nehrin yukarısında ilerlemelerini engelleyen tek birliğin, Nasıriye ve Kurna muharebelerinde yenilmiş olan Hint Kuvve-i Seferiyesi tümenlerinin hırpalanmış ve moralsiz birlikleri olduğunu gösteriyordu. Dahası, Osmanlı'nın yerel halktan fazla destek beklemesi de pek olası değildi. Osmanlı ordusunda askere alınmıştı, nadiren maaş alıyorlardı ve yetersiz tedarik ediliyorlardı. Anadolu'dan gelen Türk askerine işgalci gözüyle bakılırken, Kürt ve Arapların çoğunluk yaşadığı vilayetlerden gelen askerlerin Arap veya Kürt hareketlerine sempati duymaları muhtemeldi ve moralleri de buna bağlı olarak bozulmuştu.[3]

İngiliz Hükümeti, Batı Cephesi için kaynakları korumak amacıyla harekâtı asgari düzeyde tutmaya çalışsa da, harekât üzerindeki kontrol hâlâ Shimla'daki Genel Vali hükümetindeydi. Hint Kuvve-i Seferiyesi yüksek komutanlığı, kuzeye ilerlemesinin anahtarı olan emirler için Shimla'da lobi oluşturarak emirlerin Londra'daki Hindistan Dışişleri Bakanı tarafından onaylanmasını sağladı. Ancak Hindistan Dışişleri Bakanı Austen Chamberlain, Shimla'yı emirleri onaylanmış olsa da, zafere halihazırda sahada bulunan kuvvetlerle ulaşmak zorunda kalacakları konusunda uyardı. Savaşın diğer alanlarından takviye bekleyemezlerdi.[4]

Hazırlık

İngiliz hazırlıkları

Tümgeneral Charles V.F. Townshend, 6. (Poona) Tümeni, 1915.

Üst makamlardan onay alındıktan sonra Hint Kuvve-i Seferiyesi'nin komutanı Korgeneral Sir John Nixon ve başlıca saha komutanı, 6. (Poona) Tümeninden Tümgeneral Townshend, Kut'u ele geçirmek için bir plan hazırlamaya başladı. Takviyeli bir tugay olarak düzenlenen Hint Kuvve-i Seferiyesi, 6. (Poona) Tümeni ve 12. Hint Tümeni olmak üzere yaklaşık iki tümenden oluşan bir kuvvete dönüşmüştü. Yani Hint Kuvve-i Seferiyesi toplamda altı piyade ve bir süvari tugayına sahipti.

Townshend'in taarruzunu, Dicle boyunca faaliyet gösteren Yarbay Edgar C. Cookson komutasındaki birleşik Kraliyet Donanması/Kraliyet Hint Deniz Filosu destekleyecektir. Kut'a doğru ilerlerken bu filoda Shaitan, Comet ve Sumana nehir botlarının yanı sıra dört atlı ve iki motorlu deniz aracı da yer alacaktı. Nehir botlarının her biri 12 librelik (yaklaşık 76,2 mm), atlı mavnalar ise 4,7 inçlik toplarla donatılmıştı.[5] Nixon artık bir piyade kolordusuna eşdeğer bir kuvvete komuta ediyor olsa da, Hint Kuvve-i Seferiyesi "D"nin sorumluluk alanı da genişlemişti. Basra çevresine ek olarak, kuvve-i seferiye artık Dicle boyunca Ali Gharbi'ye ve Fırat boyunca Nasıriye'ye kadar hak iddia ediyordu. Karayollarının ya da herhangi bir demiryolu ağının bulunmadığı bölgede uzun mesafeli seyahatler yalnızca nehirler boyunca yapılabiliyordu. Kontrolü etkin bir şekilde sürdürmek için 12. Tümen iletişim hatlarını korumak üzere müfrezelere ayrıldı.

11 Eylül 1915'e gelindiğinde Townshend kuvvetlerini Dicle nehri boyunca Ali Gharbi'de yoğunlaştırmıştı. Emrinde Poona Tümeni'nin yanı sıra 6. Hint Süvari Tugayı, 10. Kraliyet Sahra Topçu Tugayı ve 12. Tümen'in 30. Hint Tugayı'ndan iki tabur vardı. Townshend'in kuvvetleri toplamda 11.000 piyade ve 28 topçudan oluşuyordu. Townshend'in kuvvetleri Ali Gharbi'den Dicle boyunca ilerledi. Herhangi bir demiryolu ya da motorlu ulaşım aracı olmadığından, ya hayvan taşımacılığına ya da nehir taşımacılığına güveniyorlardı. Townshend, kuvvetlerine eşlik eden Kraliyet Donanması ve Hindistan Kraliyet Deniz Kuvvetleri'nden oluşan karma bir nehir kuvveti tarafından destekleniyordu. Ancak, elindeki ulaşım araçları sadece yeterliydi. Nixon, ilerleme için lobi yapmasına rağmen, Kuvve-i Seferiyenin lojistik durumunu rahatlatacak herhangi bir şeyi reddetmişti. Nixon ek lojistik desteği kabul etmemekle kalmamış, selefinin Hindistan'a geri gönderdiği ve Townshend'in malzemelerini taşımak için gerekli olan hayvanların iadesini de istememişti.[6]

Osmanlı hazırlıkları

Albay "Sakallı" Nureddin Paşa, 1915'te Bağdat ve Basra vilayetlerini savunan Osmanlı kuvvetlerinin komutanı.

"Sakallı" Nurettin Paşa'nın komuta ettiği 6. Ordu ise İngiliz-Hint ilerleyişine karşı hazırlık yapıyordu.

6. Ordu'nun 1915 yılı mevcudiyeti ve birlik düzeni şöyle idi:

Takviye kuvvet sözü verilmiş olmasına rağmen, etkili bir demiryolu ağının olmaması nedeniyle bunların yakın zamanda geleceğinin garantisi yoktu. Dahası, Gelibolu'daki harekât doruk noktasına yaklaşırken, Osmanlı kaynakları buraya ve Rus İmparatorluğu'nun Kafkasya'daki taarruzunu savuşturmaya odaklanmıştı.

35'inci ve 38'inci Tümenler 1915'in başlarındaki çatışmalarda büyük kayıplar vermekle kalmamış, aynı zamanda komuta değişikliği de yaşamışlardı. Irak ve Havalisi Genel Komutanlığı'nın bir önceki komutanı Yarbay Süleyman Askeri Bey, Kurna ve Şuaybiye yenilgilerinden sonra, yaraları iyileşirken intihar etmişti;[7] yerine Albay "Sakallı" Nureddin Paşa geçmişti. Balkan Savaşları gazisi olan Nureddin Paşa, Enver Paşa tarafından Basra'yı yeniden ele geçirmek amacıyla Bağdat vilayetinin her karış toprağını savunmakla görevlendirilmişti.[8]

Bu emirlere rağmen Nureddin Paşa'nın kaynakları sınırlıydı. Kâğıt üzerinde bir Osmanlı tümenine otuz ila kırk bin asker arasında yetki verilmişti. Bununla birlikte, bir Osmanlı tümeninin izin verilen gücüne ulaştığı nadiren görülmüştür. Ortalama olarak, Osmanlı tümenleri yaklaşık 17.500 kişi toplayabiliyordu.[9] 6. Ordu'nun Hint Kuvve-i Seferiye'sine karşı savunmak için mevcut insan gücü yaklaşık 10.000 kişi ve 32 topçudan ibaretti.[10] Nureddin Paşa'nın taburları ciddi şekilde yetersiz olmakla kalmıyor, kuvveti o sırada esas olarak güvenilmez Arap askerlerden oluşuyordu.

Nureddin Paşa savunmasını Kut-ül Amare'nin güneyinde Dicle boyunca uzanan bir kıvrım olan Es Sinn'de kurmayı tercih etti. Kuzey ya da sol kıyıda, 38. Tümen birliklerini iki hattan oluşacak şekilde bölgeye konuşlandırdı. Her ikisi de Dicle Nehri üzerinde konuşlanmıştı, biri Suveda Bataklığı'na kadar uzanıyor, diğeri Atabe Bataklığı'nda son buluyordu. Suveda ve Atabe bataklıkları geçilmez bataklıklar olarak görülüyordu. Yaz sonu ve sonbahar başındaki kurak aylarda bile büyüklüklerinin, onları herhangi bir geniş çaplı kuşatma manevrasına karşı etkili savunma yapılabileceği kanaatindeydi. Dicle'nin güneyinde Nureddin Paşa, nehirden güçlü bir tabyaya kadar uzanan bir dizi siper inşa etti.[11] Güney siper hatları geçilmez engellerle sabitlenmemiş olsa da, mevzi çevredeki tek yüksek arazinin üzerindeydi ve bu da ona mükemmel bir ateş alanı sağlıyordu. Nureddin Paşa'nın sahip olduğu ihtiyat kuvvetlerini nehrin 5 mil (8046 metre) yukarısında tutacaktı. Yüzer bir köprü, kuvvetlerini hızla kaydırmasına olanak sağlayacaktı ama işe yaramaları için çatışma alanına doğru 5 millik bir yürüyüş yapmaları gerekecekti.

Muharebe

27 Eylül 1915'te Townshend'in kuvvetleri Es Sinn'deki Osmanlı mevzilerine yaklaştı. Önceki günlerde hava ve süvari keşif birlikleri bölgede keşif yapmış ve Osmanlı savunmasını ellerinden geldiğince tespit etmişlerdi. Gözcüler, Osmanlı hatlarının kuzeyindeki Atabe ve Suveykiye Bataklıkları arasındaki bölgenin ağır bir birlik için geçilebilir olduğunu keşfetmişti. Townshend, mevziye doğrudan saldırmak yerine, Nureddin Paşa'nın kuvvetlerini kuşatmak için karmaşık bir plan yapmayı tercih etti.

Townshend, 30. Tugay'ın iki taburunu nehrin sağ kıyısına konuşlandırdı. Kuvvetlerinin büyük kısmını Dicle'nin sol kıyısına kaydırdıktan sonra kalan birliklerini üç unsura ayırdı. İki kol bataklıkların etrafından yürüyecek ve Osmanlı mevzilerine arkadan saldıracaktı. Tuğgeneral Delamain komutasındaki 2. Dorset, 117. Mahrattas ve bir lağımcı bölüğünden oluşan A koluna, Suveyda ve Atabe bataklıkları arasındaki Osmanlı mevzilerini temizleme görevi verildi. Tuğgeneral F. A. Hoghton komutasındaki 17. (Ahmednagar) Tugay ile 20. Pencap Tugayı ve 104. Wellesley Piyade Tugayı'nden oluşan B kolu, Osmanlı mevzilerinin arka siper hattına saldırmakla görevlendirilmiştir. Üçüncü unsur, Tuğgeneral Fry komutasındaki 18. (Belgaum) Tugay, Osmanlı cephesi boyunca bir gösteri yapacak ve savunmacıları yerlerinde sabitleyecekti. Tuğgeneral Delamain kanat manevrasını denetleyecekti. Süvari Tugayı, nehrin sol tarafındaki beklenen geri çekilme hatlarının etrafında dönecek ve bu hatlara yerleşecekti. Ancak tüm bunlar İngiliz-Hint kuvvetlerinin çöl boyunca ve bataklıkların etrafından bir gece yürüyüşü gerçekleştirmesine bağlıydı.[12]

Tüm plan neredeyse başlamadan başarısız oluyordu. 27 Eylül 1915 günü alacakaranlıkta, Poona Tümeni'nden iki sepoy ve bir Hint çavuşu firar etti. Yanlarında tüm planı taşıyarak Osmanlı mevzilerine doğru yola çıktılar. Ancak Nureddin Paşa, İngilizlerin böyle bir risk alacağına inanmayı reddetti. Bunun yerine, herhangi bir saldırının nehir kıyısına en yakın yerden yapılacağına ikna olmuştu.[13]

28 Eylül 1915'te gece saat 2'de yola çıkan iki kol, karanlıkta ilerleyerek şafak vakti bombardımanla desteklenmek üzere hedeflerine zamanında varmaya çalıştı. Ancak işler ters gitti. Houghton'un kolu kayboldu ve Suveydiya bataklığına girdi. Delamain'in onu bu konuda uyarma girişimleri başarısız oldu ve B kolu yoluna geri dönmeden önce adımlarını geri takip ederek bir saat geçirdi. Delamain'in A kolu zamanında yerine ulaşmış, ancak Houghton'un kuvvetlerinin kısa süre içinde atlama noktasına ulaşacağı umuduyla beklemek zorunda kalmıştır.[14]

Sabah 8:45 civarında, yani saldırının başlangıç saatinden neredeyse üç saat sonra, Delamain hâlâ Houghton'un bataklıkları temizlemeye yaklaştığına dair bir haber alamamıştı. Daha fazla beklemek yerine, koluna Osmanlı mevzilerine saldırma emri verdi. Ancak Houghton'un desteği olmadan, Delamain'in kuvvetlerinin Osmanlı mevzilerine öngörülenden daha fazla saldırması gerekiyordu. Osmanlı savunmasının kuzey ucuna saldıran 117. Maharattas ve Bombay İstihkâmcıları ve Madencileri'nin 22. Bölüğü ağır kayıplar verdi. Maharattalar tüm İngiliz subaylarını kaybederek taburu Genel Vali'nin görevlendirdiği subayların komutasına bıraktı.[15] Maharattalar ve istihkâmcılar hattın kuzey ucuna saldırırken, 2. Dorsetler hattın merkezine ve güney ucuna saldırdı ve sert bir direnişle karşılaştı.

Delamain'in bilmediği bir şekilde, Houghton'un birliği bataklık yakınlarında daha önce keşfedilmemiş bir Osmanlı tabyasına rastlayarak çoktan çatışmaya girmişti. Houghton'un birliği nihayet muharebeye vardığında, taburlarını derhal tabyalara yönelik saldırıları desteklemek üzere görevlendirdi. Sonunda, tüm siper ve tabya ağı süngü ucunda temizlendi.[13]

Kuzeydeki Osmanlı savunma hattında elde edilen başarının haberini alan Tuğgeneral Fry, taktiği nehir ile Suwada bataklığı arasındaki Osmanlı mevzilerine tam bir saldırıya dönüştürmeye çalıştı. Ancak Osmanlı savunmacıları sert bir direniş gösterdi ve 18. Tugay'ın saldırısı tıkandı. Nehir boyunca ilerleyen gambotlardan açılan ateşe rağmen Fry'ın kuvvetleri Osmanlı savunmacılarını yaramadı. Fry, Delamain'in yardımını talep eden bir haber gönderdi. Delamain hâlâ kuzeydeki Osmanlı mevzilerini temizlemekle meşgul olsa da, kuvvetlerini güneye kaydırarak Fry'ın tugayını desteklemeye çalıştı.

Delamain bu manevraya başlarken, Nureddin'in takviye birlikleri nehrin yukarısındaki mevzilerinden gelmeye başlamıştı. İki süvari tugayı ve topçular tarafından desteklenen dört tabur Osmanlı piyadesi, Osmanlı hatlarını yeniden ele geçirmek için yarışıyordu. Her ikisi de Delamain'in kontrolünde olan A ve B sütunlarının unsurları, Osmanlı birliklerini önce fark etmiş ve ateş altına almıştır. Osmanlı ilerleyişini durdurduktan sonra Delamain, Osmanlı ihtiyatlarını geri çekilmeye zorlayan bir süngü hücumu emri verdi.[16] Ancak ihtiyatlarla uğraşırken Delamain, Osmanlı siperlerinin önünde tıkanıp kalan Fry'ın saldırısına yardım edecek birlikleri ayıramadı.

Harekât başladığında Townshend esasen işsiz kalmıştı. Çatışmaya girmeyen tek piyade birliği 30. Tugay'ın iki taburuydu ve sağ kıyıdaki Osmanlı kuvvetlerini bir çalımla yerinde tutuyordu. Süvarileri, Dicle boyunca beklenen geri çekilme rotaları boyunca konumlanmaya çalışıyordu. Hâlâ kontrolü altında olan tek birlik Kraliyet Donanması/Kraliyet Hint Deniz Filosu filosuydu. Onlara ilerleme emri veren Townshend, Kut'ta demirli Osmanlı nehir gemilerini ve şehri desteksiz olarak ele geçirebileceklerini umuyordu.[17]

Yarbay Cookson emri kabul etti. Topçu botlarıyla nehirde ilerleyen Kraliyet Donanması/Kraliyet Hint Deniz Filosu birlikleri yoğun ateş altında Osmanlı hatlarını geçti. Ancak Kut'a az bir mesafe kala nehrin batık nehir tekneleri ve çelik halatlarla kapatıldığını gördüler. Engel nedeniyle durdurulan İngiliz-Hint nehir botları yollarını keserek geçmeye çalıştı. Mürettebatının çoğu yaralı olan Cookson, teknelerinin geri kalanının geçmesine izin vermek için kabloları kesmeye çalıştı. Ancak bu girişim sırasında vurularak öldürülmüştür.[18] Cookson bu girişiminden dolayı Victoria Haçı ile ödüllendirilmiştir.

Günün sonunda İngiliz ve Hint birlikleri Dicle'nin sol kıyısındaki kuzey siper hattının çoğunu ele geçirmişti. İhtiyat kuvvetleri geri püskürtülen Nureddin Paşa, Es Sinn'deki mevziyi tutmaya çalışmaya devam etmenin 38. Tümen'in imhasıyla sonuçlanacağını fark etti. Gece boyunca 38. Tümen'den kalan askerler Nureddin Paşa'nın karargâhına geri çekildi. Sağ kıyıdaki 35. Tümen ise mevzilerini terk etti.[19]

Townshend'in süvarileri kendilerine verilen mevzilere ulaşmış olmalarına rağmen, geri çekilen Osmanlı kuvvetlerine saldırmayı başaramadılar. Komutanlar, yenilgiye uğrayan Osmanlı kuvvetlerini Kut'a kadar takip etmekten fazlasını yapamadılar. Çünkü olası bir artçı saldırının lojistik ekipmanlarını ve atlarının erzaklarını geride bırakmaları gerekiyordu.[20]

Sonuç

6. Ordu, Kut'un kuzeyine çekilirken Townshend'in kuvvetleri savaş alanını elinde tutuyordu. Sonunda Nureddin Paşa'nın kuvvetleri Selman-ı Pak'da duracak ve İngiliz-Hint kuvvetlerine karşı yeni bir karşı-taarruz için hazırlık yapacaktı.

Nureddin Paşa'nın kuvvetleri nehrin yukarısına doğru geri çekilirken, Townshend'in kuvvetleri 29 Eylül 1915'te Kut'a girdi. Bu duraklama birkaç nedenden ötürü gerekliydi. Birincisi, Townshend'ın kuvvetleri Kut'u işgal ettiklerinde emirlerinin sınırına ulaşmışlardı. Daha fazla ilerleme için Shimla'daki Hindistan hükümetinden izin alınması gerekiyordu. İkincisi, Townshend'in lojistik ve tıbbi tesisleri Es Sinn'de kazandığı zaferin maliyeti açısından zorlanıyordu. Bu lojistik ve tıbbi destek sorunları Hint Kuvve-i Seferiyesi'nin 1915 ve 1916'nın sonlarında yaşayacağı sorunların habercisiydi.

Savaş düzenleri

6. Ordu (Irak ve Havalisi Genel Komutanlığı) ("Sakallı" Nureddin Paşa)

Sağ kanat Sol kanat İhtiyat
38. Tümen (6 piyade taburu) 35. Tümen (6 piyade taburu) 4 tabur piyade
2 süvari tugayı

28 Eylül 1915 itibariyle Es Sinn'deki Hint Kuvve-i Seferiyesi (Korgeneral Sir John Nixon) ve 6. (Poona) Tümeni (Tümgeneral Charles V.F. Townshend)

A Kolu (16. (Poona) Tugayı, Tuğgeneral Delamain) B kolu (17. (Ahmednagar) Tugayı, Tuğgeneral Hoghton) C kolu (18. (Belgaum) Tugayı, Tuğgeneral Fry) Sağ kanattaki güçler (30. Hint Tugayı, Tuğgeneral C.J. Mellis) 6. Hint Süvari Tugayı
2. Dorsetshire Alayı 1. Ox & Bucks Hafif Piyade Alayı 2. Norfolk Piyade Alayı 24.Pencab Piyade Alayı 14. Hussar Alayı
117. Mahratta Alayı 119. Piyade Mooltan Alayı 110. Mahratta Hafif Piyade Alayı 76. Pencab Piyade Alayı 7th Hariana Kargı Süvari Alayı
22. Bombay İstihkam Alayı 103. Mahratta Hafif Piyade Alayı 120. Rajputana Piyade Alayı 33. Kraliçe Victoria Hafif Süvari Alayı
22. Pencab Piyade Alayı 7. (Connaught Dükü'ne Ait) Rajput Alayı
20th Pencab Piyade Alayı (16. Tugay'dan ayrılmış)
104. Wellesley Piyade Alayı (16. Tugay'dan ayrılmış)

Kaynakça

  1. ^ Roger Adelson, London and The Invention of The Middle East: Money, Power, and War 1902–1922, (New London: Yale University Press, 1995), p. 121.
  2. ^ Brig.Gen. F.J. Moberly, The History of the Great War Based On Official Documents: The Campaign In Mesopotamia 1914–1918, Vol. 1, (London: His Majesty's Stationery Office, 1923) p. 303.
  3. ^ Captain Richard Alan Lechowich, Against All Odds: The Turks and The Mesopotamian Campaign: 1914–1918 (Master's Thesis, Department of History, University of Virginia, 1992), p. 72.
  4. ^ Rt. Hon. Austen Chamberlain, Mesopotamia Commission Testimony, 21 December 1916 (London: His Majesty's Stationery Office, 1917), p. 796.
  5. ^ Conrad Cato, The Navy In Mesopotamia 1914–1917 (London: Constable, 1917), p. 65
  6. ^ General Sir Beauchamp Duff, Mesopotamia Commission Testimony, 5 December 1916, p. 712.
  7. ^ Edward J. Erickson, Ordered to Die: A history of the Ottoman Army in the First World War (Greenwood Press, Westport, Connecticut 2001), 110.
  8. ^ Türkman, Sayim, “Şuayyibe Muharebeleri (11 - 14 Nisan 1915).”Ortadoğu'ya Bakış, Editör: Dr. Victoria Bilge Yılmaz, Nobel Akademik Yayıncılık, 2017, ss. 80-83.
  9. ^ Lechowich, p. 79.
  10. ^ Moberly, vol. 1, p. 301; Major General Charles Verre Ferrers Townshend, My Campaign, Vol. 1 (New York: The James A. McCann Company, 1920), p. 132.
  11. ^ Moberly, vol. 1, pp. 316–317.
  12. ^ A.J. Barker, The Bastard War: The Mesopotamian Campaign (New York: Dial Press, 1967), pp. 86–87.
  13. ^ a b Barker, p. 87.
  14. ^ Mobberly, p. 320
  15. ^ Moberly, vol. 1, p. 325.
  16. ^ Moberly, vol.1, pp. 333–334.
  17. ^ Townshend, p. 194
  18. ^ Cato, pp. 66–71.
  19. ^ Moberly, vol. 1, p.334.
  20. ^ Townshend, vol. 1, p. 199.

Information related to Es Sinn Muharebesi

Prefix: a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9

Portal di Ensiklopedia Dunia

Kembali kehalaman sebelumnya