Yemen'de Husi Darbesi
Yemen'de Husi Darbesi, 2014 yılının Eylül ayında başlayan çatışmalar sonrasında, 2015 yılının Ocak ayında başkent Sana'a'da hükûmetin ve cumhurbaşkanının istifa etmek zorunda kalmasıyla sonuçlanan çatışmalardır.
Arka planArap Baharı'nın Yemen'e de sıçramasıyla beraber 1990 yılından beri ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih istifa etmiş ve Suudi Arabistan'a sığınmıştır.[9] 2012 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi muhalefet partileri olan Ortak Toplantı Partileri ve iktidardaki Genel Halk Kongresi Abd Rabbuh Mansur al-Hadi'nin seçimlere tek aday girmesi için fikir birliğini varmışlardır. 21 Şubat 2012'de gerçekleştirilen seçimleri al-Hadi %99.8 oy ile kazanmış ve Yemen'in ikinci cumhurbaşkanı olmuştur. Ne var ki, bu seçimleri hem ülkenin kuzeyindeki Şiiliğin Zeydi koluna mensup Husi Hareketi hem de güneydeki ayrılıkçı Sünni Güney Hareketi boykot etme çağrısı yapmışlardır. Seçimlerde tek adayın çıkması ve oyların tamamına yakınını alması ve Hadi'nin eski rejimde devlet başkan yardımcısı olması, 2011 devriminin anlamının kalmadığı yorumlarına neden olmuştur. Yemen'de eski rejimin büyük oranda kendini koruması ve kuzey ile güneydeki ayrılıkçı faaliyetler 2014 yılının Ağustos ayında patlama noktasına gelmiş ve 18 Ağustos'ta Husiler hükûmetin petrol fiyatlarını yükseltmesi sonrası ayaklanmışlardır.[10] Husiler'in hükûmet darbesiHusiler, güçlü oldukları kuzeyden ülkenin merkezine doğru ilerlemeye başlamış ve 19 Eylül'de başkent Sanaa'ya saldırıya geçmişlerdir. 21 Eylül'de şehrin içlerine girmeye başlamışlar ve önemli noktaları ele geçirmişlerdir.[11] Bunun sonucunda da Başbakan Basindawa istifa etmek zorunda kalmıştır. 22 Eylül'de Sanaa'da sert çatışmalar olmuştur.[12] 13 Ekim'de Halid Bahah, Husiler ile olan anlaşma sonucu başbakan olarak atanmıştır.[13] 19 Ocak'ta Husiler, başbakanlık binasını kuşatmışlardır. Bina çevresinde çatışmalar olmuştur. Ertesi gün ise Husiler cumhurbaşkanlığı sarayını kuşatmışlardır.[11] Böylece hem başbakan hem de cumhurbaşkanı tamamen kuşatılmış ve Husiler tarafından istifa etmeleri için baskıya maruz kalmışlardır. Baskılar sonucu, 22 Ocak'ta başbakan ve cumhurbaşkanı istifa etmek zorunda kalmışlardır.[14] Kaynakça
|